POLİS DERGİSİ
POLİS DERGİSİ
HABERLER
“Şehir Güvenliği Konusunda Yeni Yöntemler Geliştirmemiz Gerekiyor”
“Şehir Güvenliği Konusunda Yeni Yöntemler Geliştirmemiz Gerekiyor”

Şehir ve Güvenlik Sempozyumu’nda konuşan Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, “Şehir ne kadar büyükse, güvenlik sorunları da o derece yüksek ve fazladır” diyerek şehirlerin güvenliği için yeni yaklaşımlar, yeni fikirler ve yeni yöntemler geliştirilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Polis Akademisi ve Türkiye Belediyeler Birliği tarafından Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen, Şehir ve Güvenlik Sempozyumu’na katıldı.  Programda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de bundan 90 yıl önce nüfusun dörtte birinden daha azının şehirlerde yaşadığını, bugün ise nüfusun dörtte üçünden fazlasının il ve ilçe merkezlerinde ikamet ettiğini, bunun da şehir ve güvenlik konusunun daha çok konuşulması, tartışılması, geliştirilmesi gerekliliğini ortaya koyduğunu söyledi. Medeniyetlerin şehirlerde inşa edildiğini, her medeniyetin de kendi inanç, ahlak, sanat ve felsefe anlayışı çerçevesinde şehirleri geliştirdiğini, çözümler ürettiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, güvenlik ihtiyacının da bunlardan biri olduğunu, güvenlik ihtiyacının zamanla çeşitlendiğini kaydetti.

Şehirlerin dışardan gelecek tehditlere çözümler üretirken, bazen de içerden kaynaklı sıkıntıların yaşandığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Büyük bir nüfusu nispeten küçük bir alanda güven, huzur, refah içinde yaşamak ve yaşatmak öyle zannedildiği kadar kolay değildir. Çeşitli sebeplerle şehirlerde yaşanan kargaşaların çok büyük insani ve fiziki maliyetleri ortaya çıkmıştır. Deprem, yangın ve hastalık gibi tabii afetler de şehirleri çok sarsmıştır.  Ekonomik sebepler yanında, güvenlik ve tabii afet kaynaklı sorunlar yüzünden tümüyle terk edilen nice yerleşim yerleri vardır. Günümüz dünyasında da, pek çok farklı ülkede milyonlarca, hatta on milyonlarca insanı bir arada yaşatan şehirler mevcuttur. Öyle ki bugün dünyada, nüfusu 10 milyonun üzerinde olan şehir sayısı 40’a yaklaşmıştır. Bu kalabalık nüfusa ilave olarak teknolojinin de gelişmesiyle, şehirlerin altyapı ve üstyapı ağları oldukça karmaşık hâle gelmiştir. Böylesine büyük şehirlerin, elbette güvenlik hizmetlerinin anlamı da değişmiştir. Şehir ne kadar büyükse, güvenlik sorunları da o derece yüksek ve fazladır.”

“Kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehirlerin güvenliği için yeni yaklaşımlar, yeni fikirler, yeni yöntemler geliştirilmesi gerektiğinin altını çizerek, “Her ülke ve toplum, kendi ihtiyaçlarına uygun çözümleri kendisi üretmelidir. Aksi takdirde, başka toplumların kendi ihtiyaçlarının ürünü olan çözümlerin kullanılması gerekiyor. Bu da beraberinde pek çok uyum sorununu getiriyor. Her alanda olduğu gibi, şehirlerimizin güvenliği konusunda da dünyadaki tüm örnekleri inceleyecek ama sonuçta kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz” değerlendirmesinde bulundu.

Bugün şehirlerin trafik, çevre, altyapı, imar, enerji, gıda, sağlık, insan kaçakçılığı, uyuşturucu gibi pek çok sorunla aynı anda mücadele etmek zorunda kaldığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasi krizler, terörizm, işsizlik, yoksulluk, insan hakları ihlalleri, etnik ve dini gerilimler ve çevre kirliliği gibi konuların, şehirlerin merkezinde yer aldığı insanlığın ortak sorunları olduğunu kaydetti.

Türkiye’de şehirlerin kimi zaman fiziki, kimi zaman da sosyolojik farklılıklarla ayrıştırılmaya çalışıldığını, gecekondu semtleriyle tarihî veya modern semtlerin arasındaki çok ciddi altyapı ve üstyapı farklılıklarının yaşandığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Aynı şekilde siyasi, etnik ve mezhebi fay hatları da, kimi zaman kanlı hâle dönüşebilen derin bir ayrım sebebiydi. Türkiye’nin her alanda yaşadığı büyük dönüşümden şehirlerimiz de nasibini almıştır. Özellikle son 17 yılda yaptığımız büyük yatırımlar sayesinde, Türkiye artık fiziki bakımdan oldukça ileri bir seviyeye ulaşırken, sosyolojik olarak da daha demokratik bir yapıya kavuşmuştur. Ülkemizde yeni gecekondu inşası kesinlikle olmadığı gibi, eskilerin de önemli bir bölümü kentsel dönüşüm projeleriyle ortadan kalkmıştır, kalkmaya devam etmektedir. Hem mevcut nüfusumuzun konut kalitesini yükselttik, hem de sürekli artan nüfusun konut talebini karşıladık, karşılıyoruz. TOKİ’nin öncülük ettiği bu büyük dönüşüme, belediyelerimiz ve özel sektörümüz de sahip çıkmıştır.”

Yatay mimariye vurgu yapıldı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, belediye başkanlarından yatay mimariye önem ve öncelik vermelerini isteyerek, “Kibrit kutuları gibi dikilmiş binalarla bir yere varamayız. Bizim medeniyetimize yakışan, geçmişimizden aldığımız ilhamla bu adımları atmamız dünyada örnek teşkil edecektir. Biz göğe değil, toprağa daha yakın olmanın gayreti içinde olmalıyız” dedi.

Demokrasi ve güvenlik dengesinin giderek daha çok karşılaşılan bir denklem olduğunu sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye, kendi sınırları içinde, özellikle de şehirlerinde uzunca bir süre neredeyse her gün terör örgütlerinin kanlı saldırılarına maruz kaldı. Hukuk devleti sınırları içinde aldığımız tedbirler ve güvenlik güçlerimizin kahramanca mücadelesi sayesinde, hamdolsun, bu sıkıntılı dönemi geride bıraktık” diye konuştu.

“Türkiye Suriye’den kaçan 4 milyon mülteciye kapılarını açtı”

Türkiye’nin Suriye’den kaçan yaklaşık 4 milyon mülteciye kapılarını açtığını, misafir ettiğini, şu anda İdlib’de olanların sonucu 200-250 bin mültecinin de Türkiye sınırına hareket hâlinde olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz insana karşı bu noktada Batının yaptığı gibi bariyerler veya dikenli teller oluşturamayız. Aynı şey bizim de başımıza gelebilir, geldiği zaman ne yapacaksak işte şu anda da biz bunun çok daha adil olanının, insani olanını yapmak durumundayız. Son dönemde yaşananlar gösterdi ki; onların keseleri dolu olabilir, ama gönülleri çoraktır çorak” ifadelerini kullandı.

Türkiye’de, 5 milyonu aşkın yabancı misafire rağmen, şehirlerde kayda değer bir güvenlik sorunu yaşanmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu iklimi, baskının ve zorun değil vicdanın ve merhametin gücüyle sağlıyoruz. Elbette sıkıntılarımız, zorluklarımız var. Ama hamdolsun hepsinin üstesinden gelecek imana da, imkâna da sahibiz. Çünkü biz Türkiye’yiz, tek başına bu sıfat dahi bize başka hiç kimsede olmayan bir güç ve üstünlük sağlamaya yeterlidir” dedi.