POLİS DERGİSİ
POLİS DERGİSİ
HABERLER
Genel Zabıtanın Trafik Yetkilerinin Arttırılmasının Trafik Ve Genel Güvenliğe Katkıları
Genel Zabıtanın Trafik Yetkilerinin Arttırılmasının Trafik Ve Genel Güvenliğe Katkıları

 Bilindiği üzere ülkemizde (1 Nisan 2008 yılında yürürlüğe giren düzenleme ile belirli şartlar dahilinde maddi hasarlı kazalarda taraflar kendi aralarında kaza tespit tutanağı düzenlemesi saklı kalmak üzere) mevcut durum itibari ile polis sorumluluk bölgesinde  her türlü trafik denetleme, düzenleme, kaza tespit işlemleri trafik zabıtası tarafından yürütülmektedir. Bu durumda da zaten trafik alanında yeterli eğitimi ve bilinci kazanmadan yollara dökülen sürücülerimiz, kendilerini halk tabiri ile, sadece trafik  polislerimize karşı kollamakta, diğer polislerin kendi üzerlerinde denetim yetkisi olmadığını düşünmektedirler. Bu düşüncenin oluşmasındaki  en büyük sebep; Karayolları Trafik Kanunu gereği trafik cezalarının ve kaza tutanaklarının düzenleme yetkisinin sadece trafik polislerimize verilmesidir. Bunun doğal sonucu olarak da, seyir halinde bir trafik ekibini gören sürücü olabildiğince dikkatli olmaya çalışırken; bir önleyici  veya polis merkezi  ekibini gördüğünde aynı dikkati göstermemektedir.

Konuyu yasal mevzuatı yönünden incelediğimizde;

2918 sayılı Karayolları Trafik Yasasının 6.Maddesinin b) (Değişik: 17.10.1996-4199/4 md./değiştirilerek kabul: 25.05.1997-4262/1 md.) bendi ile;

            ‘’Genel zabıta; trafik zabıtasının bulunmadığı veya yeterli olmadığı yerlerde polis, polisin ve trafik teşkilatının görev alanı dışında kalan yerlerde de jandarma, trafik eğitimi almış subay,  astsubay ve uzman jandarmalar eliyle yönetmelikte  belirtilen esas ve usullere uygun olarak trafiği düzenlemeye ve trafik suçlarına el koymaya görevli ve yetkilidir.’’

Ayrıca Karayolları Trafik Yönetmeliğinin ‘Trafik zabıtası dışındaki polis hizmet birimlerinin görev ve yetkileri’’ başlıklı 7. maddesi ile;

Madde 7 - Emniyet Teşkilatının trafik zabıtası dışındaki hizmet birimlerinde görevli emniyet hizmetleri sınıfı personelinin trafik hizmetlerine ilişkin görev esasları ile yetki sınırları aşağıda gösterilmiştir:  

a) Trafik denetleme birimlerinin kurulmuş olduğu yerlerde, önleyici zabıta olarak emniyet hizmetleri sınıfından her kademedeki personel, trafik düzeni ve güvenliği açısından görünür şekilde karşılaştıkları olaylara ve suçlara müdahaleye yetkilidir.

Bu yetki;

1) Trafik düzensizliğini yaratanları uyarma,

2) Trafik suçu işleyenlerin araç plakalarını trafik zabıtasına bildirme, gerekli hallerde duruma müdahale edilmesini isteme,

            3) Müdahalenin mümkün olamayacağının anlaşılması halinde durumu bir tutanakla tespit ederek trafik zabıtasına iletme, hallerine münhasır olmak üzere kullanılır.

Kanunun bu hükmü ile genel zabıtaya da karşılaştığı trafik suçlarına müdahale edip ilgili sürücüyü uyarma veya fahri trafik müfettişlerinde de olduğu gibi gerekli tutanağı tanzimle ceza makbuzuna çevrilmek üzere trafik zabıtasına teslim etme yetkisi tanınmıştır. Ancak; bu yetkinin gerek ekiplerin iş yoğunluğu, gerekse vatandaşlarla görevliler arasında yaşanan ve adli sonuçlar doğurmaya kadar ulaşan gerginlikler yaşanması sebebi ile çok nadiren kullanılmakta olduğu da bilinmektedir. Fahri trafik müfettişlerine tanınan tutanak düzenleme yetkisinde muhatap sürücülerle yüz yüze gelme durumu yasaklanmakta iken aynı yetkinin verildiği genel zabıtada bu yetkisi olduğu halde, görevlilerimiz yukarıda belirtilen nedenlerden dolayı kural ihlali yapan sürücülerle yüz yüze gelmekten ziyade sadece plakaya tutanak düzenlemeyi tercih etmektedirler. Halbuki; yüz yüze yapılan kontrollerin sürücüler üzerinde doğuracağı caydırıcılık etkisi plakaya yazılan tutanaklardan çok daha fazla olacaktır. 2014 yılı istatistiklerine bakıldığında yazılan toplam 13.618.311 trafik cezasının yok denecek kadar azının, hatta fahri trafik müfettişlerinden bile daha az olacak şekilde genel zabıta tarafından düzenlendiği görülecektir.   

 

Birçok batı ülkesinde uygulanan, trafik, polis merkezi  veya önleyici ekibi ayrımı yapılmadan her ekibin kusurlu sürücülere veya yayalara trafik ceza tutanağı düzenleyebilme yetkisinin ülkemizde de tanınmasının  hem polisin caydırıcılığını arttıracağı hem de sayı itibari ile zaten yetersiz olan trafik polislerimizin işlerini kolaylaştıracağı kesindir. Örneğin; ABD’de yapılan istatistiki çalışmada, 2008 yılı içerisinde toplam 17,7 milyon sürücünün seyir halinde iken trafik ihlalleri sebebi ile polis tarafından durdurulduğu; bunların yarısına trafik ceza makbuzu düzenlendiği, sadece % 5’inin üst ve araç aramalarının yapıldığı belirtilmiştir. Ülkemizde de başlatılması talep edilen bu uygulama ile kural tanımayan sürücülerin sadece trafik polisine yakalandığında değil, hangi polis olursa olsun, yakalandığında gerekli cezaya çarptırılacağını bilmesi ve sonuçta da sürücüler üzerinde  algılanan yakalanma riskini arttıracağı değerlendirilmektedir. Böyle bir uygulama ile gözünün önünde meydana gelen trafik kural ihlallerine rahatlıkla müdahale edebilen genel hizmet polisinin kendine olan güveninin pekişeceği de unutulmamalıdır. Mevcut durum itibari ile sadece radar uygulamalarına, Elektronik Denetleme Sistemi (EDS) ve şehrin bilinen noktalarında tesis edilen sabit uygulama noktalarına karşı duyarlı olan sürücüler bu yetkinin genel polise de tanınması ile her an her yerden çıkabilecek bir resmi ekibin kendisine cezai işlem uygulayabileceği bilinci ile daha bir dikkatli davranacaktır. Özellikle şehir içi trafiğinde seyir halinde iken dikiz aynasında bir polis aracının tepe lambasını görüp aracını sağa çekme uyarısı alan sürücü bir daha o duruma düşmemek için mümkün olan en dikkatli şekilde aracını sürecektir.

 Ülkemizdeki suç oranlarının AB ülkeleri ile karşılaştırıldığında oldukça düşük olduğu her zaman iftiharla üzerinde durduğumuz bir husustur. Özellikle merkez nüfusu beş yüz bin ve altındaki il ve ilçelerimizde, önleyici nitelikte görev yapan resmi asayiş ve yunus ekiplerimizin günlük müdahale ettikleri olay sayıları, GBT sorgulama sayıları, aranan şahıs yakalamaları, yakaladıkları uyuşturucu madde miktarları, yakalanan ruhsatsız silah sayıları ve denetledikleri umuma açık yer sayıları vb. klasik polis faaliyetleri göz önüne alındığında, trafik ceza makbuzu düzenleme yetkisine de haiz olmalarının kamu düzeni ve güvenliğine, tehlikenin önlenmesine yönelik çalışmalarda kendilerine fazlaca bir ek yük getirmeyeceği, aksine yukarıda bahsedilen polis faaliyetlerini icrada kendilerine muazzam bir hareket alanı kazandıracağı aşikârdır. Maddi hasarlı, yaralamalı ve ölümlü her türlü kaza durumunda kaza tespit tutanağı düzenleme yetkisi trafik ekiplerinin uhdesinde saklı kalabilecekken, sadece ceza düzenleme yetkisinin bu ekiplere tanınması kendilerine çok uzun bir trafik eğitimi verilmesine de gerek bırakmayacaktır. Burada üzerinde hassasiyetle durulan husus; ekiplerin seyir halinde iken ya da herhangi bir sebeple durduklarında, gözleri önünde işlenen kural ihlallerine müdahale edilebilmesidir. Yoksa üniformalı bir ekibin salt trafik kontrolü yapmak üzere sabit bir noktada bekleyip belge, avadanlık kontrolü yapması değildir.

2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanununun (PVSK) 4/A maddesi, polise kişileri ve araçları durdurma yetkisini vermektedir. Daha detaylısı Adli ve Önleme Arama Yönetmeliğinde olmak üzere polise verilen bu araç durdurma yetkisinin sadece makul şüphe ile kısıtlı kalmayıp, trafik ihlallerini de içine alacak şekilde genişletilmesinin trafik terörü ile mücadelede kolluk kuvvetlerine çok geniş bir hareket alanı sağlayacağı muhakkaktır. Zira, mevcut durum itibari ile kolluk kuvvetleri sadece makul şüphe (Polis ekibini gören aracın aniden hızlanması, yön değiştirmesi, araçtan bir malzeme atılması vb.) üzerine ya da mahkemelerde alınan önleme/adli arama kararları gereği durdurabilirken, PVSK madde 4/A’ ya veya madde 19’a eklenecek bir fıkra ile ışık ihlalinden hatalı şerit değiştirmeye, dönüş ve geçme kurallarına riayet etmemeye, eksik ışıklandırmaya, kemer takmamaya, kask kullanmamaya, yaya geçitlerine park etmeye, ön koltukta çocukların oturması gibi Karayolları Trafik Kanununun 46/2-B maddesinden 81/1-A’ya kadar olan maddeleri ihlal eden sürücülere müdahale edebilme ve ceza tatbik edebilme yetkisinin tanınması devrim niteliğinde bir yenilik olacaktır. Ayrıca bu maddelerde belirlenen ihlallerin tespitinde alkolmetre, radar cihazı ve kantar türü ilave ekipman ve uzmanlık bilgisi gerektirmemektedir. Diğer yandan da etrafınızdaki insanlarla görüştüğünüzde, özellikle seyir halinde o kadar trafik kuralı ihlal etmelerine rağmen, belki de ömür boyunca herhangi bir polis ekibi tarafından hiç durdurulmadıklarını size itiraf edeceklerdir. Bu doğrudur, zira trafik ekipleri çoğunlukla sabit, proje kapsamında denetlemeler yaparken diğer üniformalı ekipler daha çok asayiş odaklı durdurmalar yapmakta, trafik kuralı ihlali temelli durdurmaları ancak kendi araçlarını tehlikeye soktuklarında yapmaktadırlar.

Genel polise trafik cezası düzenleme yetkisinin tam anlamı ile verilmesi ile yollarda makas atmak, ışık ihlalleri yapmak gibi kural tanımaz davranışlarla terör estiren trafik canavarlarına yaptıklarının karşılığını anında almaları sağlanacak ve böylelikle kurallara harfiyen uyan vatandaşlara da ayrıca olumlu anlamda bir destek olunacaktır. Zira bu kural tanımazlara trafik polisi haricindeki resmi polislerce müdahale edilmediğini gören vatandaşlarımızın devlete olan inançları da sarsılacak, kamuoyunu derinden sarsan önemli saldırılar sonrası nasıl oluyor da bu saldırganların o kadar güvenlik kuvvetinin arasında dolaşabildiği sorusuna yöneltecektir. Aslına bakılacak olursa resmi asayiş, polis merkezi ya da yunuslar gibi üniformalı ekiplerin trafik ihlali kaynaklı durdurmaları arttırmaları ve kural ihlali yapanlara ceza uygulamaları sadece trafik güvenliğinin arttırılmasına katkıda bulunmayacak, durdurulan araçtakilerin davranışları incelenerek şüphe doğarsa PVSK 4/A’daki makul şüpheyle devam edilerek aranan şahıslardan tutun da bomba yüklü araçlarla hedefine yönelen teröristler de dahil olmak üzere birçok şüpheliye ulaşılabilecektir. ABD de 19 Nisan 1995 de Oklohama Şehrinde Federal Eyalet Binasına yapılan bombalı saldırının faili Timothy J. McVeigh in sıradan bir trafik durdurması sonrası yakalanması,1989 yılında idam cezasına mahkum seri katiller Ted Bundy ve Randy Kraft’inde benzer şekilde basit bir trafik ihlali üzerine San Diego da yakalanmaları trafik durdurmalarının suç soruşturmalarına da ne kadar katkısının olduğu, her türden suçdan aranan şahıslarının kabusu olduğu açıktır. Yılda milyonlarca aracın durdurulduğu ülkelerde bu şekilde yüzlerce örnek mevcuttur.

Her yıl yaklaşık 3.500’ü olay yerinde olmak üzere toplam 10.000 vatandaşımızın hayatını  kaybettiği, yüzbinlerce vatandaşımızın da yaralandığı, milyonlarca Türk Lirası maddi zarara yol açan  trafik terörü ile savaşta topyekûn mücadelenin en önemli sacayaklarından olan  denetleme faaliyetinin çeşitli önyargılardan hareketle Jandarma Teşkilatı da dahil olmak üzere sayısı yüzbinlere varan kolluk görevlilerinin tamamı ile yapılması varken; sadece trafik branşı adı altında kısıtlı sayıda görevliye bırakılmasının  yeterli olmadığı açıktır. Ülkemizin trafik kazalarında can kaybı ve yaralanma oranlarında AB ülkeleri arasında ilk sıralarda yer aldığı göz önüne alındığında  trafik terörü ile mücadelede suçla mücadele eden üniformalı ekiplerimizin de daha etkin sorumluluk almasının ne kadar hayati önem arz ettiği muhakkaktır.

 

 

 

                                                                                     Ayhan ARSLAN

                                                        Karabük  Polis Meslek Eğitim Merkezi Müdür Yrd.

                                                                               2. Sınıf Emniyet Müdürü