Emniyet Genel Müdürlüğü Asayiş Daire Başkanlığı ile Polis Akademisi Suç Araştırmaları ve Kriminoloji Araştırma Merkezi ve Güvenlik Eğitimi ve Stratejileri Araştırma Merkezi’nin ortaklaşa düzenlediği “Aile İçi ve Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Konferansı” gerçekleşti.

Polis Akademisi Başkanlığı ve Asayiş Dairesi Başkanlığı işbirliğiyle Aile İçi ve Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Konferansı Ankara’da düzenlenen gala yemeği programı ile başladı.

Gala yemeğine, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Aile ve Sosyal Politikalar Bakan Yardımcısı Mehmet Ersoy, İçişleri Bakan Yardımcısı Sebahattin Öztürk, İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Muhterem İnce, Emniyet Genel Müdürü Selami Altınok, bakanlıkların üst düzey bürokratları, akademisyenler ve alanda çalışan uzmanlar ile emniyet teşkilatı personeli katıldı.

Programın başlangıcında aile içi ve kadına karşı şiddetle mücadele konulu spot film izlendi. Konferansta ayrıca, “Kadına Yönelik ve Aile İçi Şiddetin Çocuklar Tarafından Algılanması” konulu resim sergisi de davetliler tarafından ziyaret edildi.

Bakan Soylu, burada yaptığı konuşmada, aile içi ve kadına karşı şiddet olaylarının sadece asayiş boyutuyla, güvenlik boyutuyla ve koruma boyutuyla değil, bütün boyutlarıyla değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Süleyman Soylu; “Hanların yanında hatunların da söz sahibi olduğu bir kültüre, ‘cennet anaların ayakları altındadır’ diyen bir dine, güçlü, kudretli örneklerin olduğu bir tarihe sahip insanların yaşadığı bir ülkede bu konferansın toplanması anlamsız, ancak bu toplantıyı yapıyoruz veya tam anlamıyla yapmak zorunda kalıyoruz. Çünkü dünyada kötülük maalesef bitmiyor. Kötülük bitmiyor ve kötülük kötünün en yakınındakini, en zayıf olanı, en zayıf halkayı hedef alıyor. Biz devletiz ve biz sorumluyuz. Biz çözmek ve Cenabı Allah’ın yarattığı, ‘eşrefi mahlukat’ olarak nitelendirdiği insanların en şereflisi olarak tanımladığı insanımızı korumak durumundayız” dedi. Bu tip ortak akıl platformlarını çok önemsediğini ifade eden Bakan Soylu, konferanstan çıkacak bir cümle ya da bir fikir sayesinde bir kadının şiddetten kurtulabileceğini dile getirdi.

Bakan Soylu, aile içi ve kadına karşı şiddet meselesinin sadece polisiye ve hukuki tedbirle çözülemeyeceğine dikkat çekerek hukukun inşa edilirken vicdanın da inşa edilmesi gerektiğini söyledi. Konuşmasına devam eden Bakan Soylu; “Kamuoyuna yansıyan gerek aile içi gerek aile dışı kadına şiddet olayında siyasi görüşlerden, hayat tarzlarından bağımsız olarak tepkimizi sırf kadına şiddet noktasında gösteremiyorsak o zaman attığımız bütün adımlar eksik kalmaya mahkûmdur. Kadına şiddet başörtüsü yüzünden de, mini etek yüzünden de kabul edilebilir bir şey değildir.” şeklinde konuştu.

Emniyet Genel Müdürü Selami Altınok ülkemizin aile içi ve kadına karşı şiddetle mücadele konusunda yasal altyapısının uluslararası standartlarda olduğuna vurgu yaptığı konuşmasına: “Polisin bu alanda görevlerini; olay öncesi, esnası ve sonrası olmak üzere 3 ayrı başlıkta ele alabiliriz. Olayların önlenmesi kapsamında; bölgesel risk değerlendirmeleri yapılarak risk arz eden bölgelerde yaya ve motorize devriye hizmetlerine ağırlık verilmektedir. Ayrıca, görevli Toplum Destekli Polislik (TDP) personelimizce, sivil toplum kuruluşları ile iş birliği içerisinde ev ziyaretleri ve mahalle toplantıları yapılarak aile içi ve kadına karşı şiddet olayları hakkında bilgilendirme ve bilinçlendirme faaliyetleri yürütülmektedir. İkinci olarak, meydana gelen olay neticesi, mağdurun ilgili polis birimine intikaliyle bu alanda eğitimli ve deneyimli, öncelikle kadın personel, mağdur ile görüşerek olay hakkında bilgi toplamakta ve konu görevlilerimiz tarafından derhal Cumhuriyet Savcısına aktarılmaktadır. Adli işlemler yürütülürken bir yandan da mağdur ve şüpheli ile ilgili koruyucu ve önleyici tedbirlerin alınması sağlanmaktadır. Son aşamada ise şiddet uygulayan kişi hakkında verilen tedbir kararlarına uyulup uyulmadığı karar süresince görevlilerimiz tarafından kontrol edilmektedir. şeklinde devam etti.

Toplam 6 oturumdan oluşan ve bakanlıklardan üst düzey bürokratların, alanda çalışan uzmanların ve akademisyenlerin katıldığı  konferansta Türkiye’de uygulanan Aile içi ve kadına karşı şiddetle mücadele politikaları hukuki, siyasal ve toplumsal bağlamda değerlendirilerek analiz edilmiş ayrıca uygulamada karşılaşılan güçlükler de ele alınarak, politika önerileri ortaya konulmuştur.