POLİS DERGİSİ
POLİS DERGİSİ
HABERLER
18 MART ÇANAKKALE ZAFERİ VE ŞEHİTLERİ ANMA GÜNÜ PROGRAMI
18 MART ÇANAKKALE ZAFERİ VE ŞEHİTLERİ ANMA GÜNÜ PROGRAMI

İçişleri Bakanımız Ali Yerlikaya, 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü programına katıldı.

Düzenlenen programda Yerlikaya, şehit aileleri ve gazilerle düzenlenen iftar programında bir araya geldi. 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü programında konuşan Yerlikaya; bir asır önce Çanakkale'de destan yazan tüm kahramanları, şehitleri ve gazileri rahmetle, minnetle ve şükranla andığını dile getirdi ve sözlerine şöyle devam etti:  “Evladını, gözünden bile sakındığı yavrusunu eline kınalar sürerek düğüne gider gibi askere yollayan tüm anne ve babaların önünde saygıyla eğiliyorum. Ebediyete irtial eylemiş şehit anne ve babalarına Allah’tan rahmet diliyorum. Binlerce kilometre öteden, Gazze’den, Nablus’tan, Kerkük’ten, Trablus’tan gelerek ‘Çanakkale düşmesin, Çanakkale geçilmesin. Mabedimin göğsüne namahrem eli değmesin.’ diyerek can veren tüm şehitlerimizi de rahmetle anıyorum.”

“Bizler Gözünü Kırpmadan Şehadete Yürüyenlerin Nesliyiz”

Yerlikaya, “Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Çanakkale Savaşları’nın önemini şu sözlerle anlatıyordu: ‘Benimle beraber burada muharebe eden askerler kesin olarak bilmelidir ki, bize verilen namus görevini eksiksiz yapmak için, bir adım geri gitmek yoktur. Uyku, dinlenme aramanın, bu dinlenmeden yalnız bizim değil, bütün milletimizin sonsuza kadar mahrum kalmasına sebep olacağını hepinize hatırlatırım.’ İşte Çanakkale ruhu. İstiklal Şairimiz Mehmet Akif diyordu ya: ‘Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda, Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda.’ Bu vatan için anadan, yardan, candan geçen, gidip de dönmeyen ve şehadete yürüyen nice kahramanlar var. Kundaktaki yavrusuna doyamayan, sevdiğine kavuşamayan, öğrencilerini cepheye gönderip mezun veremeyen okullar var. Çanakkale, bir milletin yapabileceği en büyük fedakârlığı ve kahramanlığı ortaya koyduğu böyle bir destandır. Bu mücadelenin nesiller boyu anlatılması, aktarılması en büyük görevlerimizdendir. Bizler gözünü kırpmadan şehadete yürüyenlerin nesliyiz. Şühedanın aziz davasını anlamak, yaşamak ve yaşatmak mecburiyetindeyiz.” dedi.

“Çanakkale Bir Millete Vurulmak İstenen Esaret Prangalarının Kırıldığı Yerdir”

İçişleri Bakanımız, Çanakkale'nin savaşlardan bir savaş, cephelerden bir cephe olmadığını belirterek, şöyle devam etti: "Çanakkale, tarihin akışını değiştiren, tarihe yeniden yön veren bir savaştır. Çanakkale, bir millete vurulmak istenen esaret prangalarının kırıldığı yerdir. Çanakkale'de gerek deniz gerekse kara savaşlarında nesillere ilham olacak nice kahramanlıklar yaşandı. Nusret Mayın Gemisi’nin kaptanı Yüzbaşı İsmail Hakkı Bey’den, yüzlerce kiloluk mermiyi namluya süren Seyit Onbaşı’ya, 44 yaşında 2 oğluyla savaşa katılan Erzincanlı Oğuz’dan, ömrünün 16 yılını askerlik yaparak geçiren Bigalı Mehmet Çavuş’a, Yahya Çavuş’a, Yüzbaşı Yusuf Kenan’a ve Mücahide Hatice Hanım’a varıncaya kadar nice vatan kahramanı Çanakkale Destanı’nı yazmıştır. Çanakkale, yeni bir dirilişin, yeni bir şahlanışın ayak sesleri olmuştur. Dönemin süper güçlerinin en gelişmiş savaş yöntemlerini kullanarak denizden, karadan ve havadan hayasızca, vahşetle saldırdığı, dünya tarihinin en çetin muharebelerinin yaşandığı Çanakkale, milletimizin tüm dünyaya verdiği tarihi bir mesajdır. Ecdadımız Çanakkale'de, asıl gücün top, silah ve demir yığını gemiler olmadığını, asıl gücün iman ve vatan aşkı olduğunu bir kez daha gösterdi."

“Çanakkale Ruhu Bugün de Yaşamaktadır.”

40 yıldır kardeşliğimize kasteden bölücü terör örgütünün, Çanakkale’yi geçemeyenlerin artık zihniyeti olduğunu söyleyen Yerlikaya, “Yahya Kemal bu destansı mücadeleyi; ‘Şu kopan fırtına Türk ordusudur ya Rabbi, Senin uğrunda ölen ordu budur ya Rabbi, Ta ki ezanlarla yükselsin müeyyed namın, Galib et, çünkü bu son ordusudur İslâm’ın…’ sözleriyle ifade ediyordu. Bu inanç ve ruhla bu destan yazıldı. Bu inanç ve ruhla Çanakkale istiklal ve istikbâl mücadelemiz oldu. Anadolu’nun dört bir yanından, Edirne’den, Ardahan’dan, Samsun’dan Çanakkale’ye gelip şehadete yürüyenler vardı. Çanakkale doğusuyla batısıyla, milletimizin birliğinin, beraberliğinin ve kardeşliğinin sonsuza dek süreceğinin fermanı oldu. Çanakkale ruhu hamdolsun bugün de yaşamaktadır. Yüz yıl dahi geçse hesap bitmemiştir, defter kapanmamıştır. ‘Yerel ortaklar’ adını verdikleri terörist grupları ne kadar desteklerse desteklesinler, sonları hüsrandır, yok olmaktır.” ifadelerini kullandı.


İçişleri Bakanımız Yerlikaya, “15 Temmuz gecesi ihanet şebekesi FETÖ’nün eliyle yapılmaya çalışılanın, bir işgal teşebbüsü olduğunu çok iyi biliyoruz.” dedi ve konuşmasına şu sözlerle devam etti: “109 yıl önce Çanakkale’de, ardından milli mücadelede, göğsünü vatan için siper eden şühedanın torunları, o karanlık gecede de bu ihanet ve işgal girişimini kendi karanlığında boğmuştur. Çanakkale ruhu ölmedi, yaşıyor. Çünkü Çanakkale; imanla, inançla, şehadet şuuruyla, istiklal coşkusuyla yazılan bir vatan yeminidir. Çanakkale, nesiller boyu yaşayacak ve yaşatılacak olan milli varlığın gereğidir. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Cumhuriyetimizi, Türkiye Yüzyılı vizyonuyla inşa edeceğimiz tarihi bir dönemdeyiz. Çanakkale’yi geçilmez kılan ruha ve inanca borcumuz var. Omuzlarımızda, onların uğruna can verdikleri bu vatanı, büyük ve güçlü kılmanın sorumluluğu var. Şühedanın uğruna can verdiği bizi biz yapan değerlerimizi yaşatmamız gerekiyor. Türkiye Cumhuriyeti devletini ve aziz milletimizi güçlü kılacak mücadeleyi yılmadan, yorulmadan veriyoruz, vermeye de devam edeceğiz.” dedi.

"Şehitlerimizin Emanetleri Emanetimiz, Davaları Davamız, Yolları Yolumuzdur"

İçişleri Bakanımız Yerlikaya, “Bu yolda, en büyük destekçimiz dillerinden duasını eksik etmeyen milletimizdir, şehit analarıdır, şehit babalarıdır. Ne dün ne bugün, ne yaparsak yapalım, kahraman vatan evlatlarına minnet borcumuzu ödeyemeyiz.” dedi. İslam'da vatanı, milleti, inancı için canından geçenlerin makamının şehitlik olduğunu, Hazreti Peygamberin hadis-i şerifinde "Ümmetime ağır gelmeyecek olsaydı, hiçbir seriyyeden geri kalmaz, hepsine katılırdım. Allah yolunda şehit olmak, sonra diriltilip tekrar şehit olmak, yine diriltilip tekrar şehit olmak isterdim." buyurduğunu aktardı. Yerlikaya, salondaki gazilere seslenerek, "Kahraman gazilerimiz; sizler bu milletin onurusunuz, şerefisiniz. Sizlerin hakkınızı hiçbir şekilde ödeyemeyiz. Allah hepinizden razı olsun." dedi. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, silah arkadaşlarını ve Çanakkale şehitleri ile onların izinde Sakarya'da, Afyonkarahisar'da, Kıbrıs'ta, Kuzey Irak'ta, Suriye'de, 15 Temmuz gecesi yurdun dört bir yanında can veren bütün şühedayı rahmet, minnet ve şükranla andığını dile getiren Yerlikaya, "Şehitlerimizin emanetleri emanetimiz, davaları davamız, yolları yolumuzdur. Canınız pahasına yazdığınız şanlı destanların mirasını; aynı ruh, aynı şuur ve aynı inançla yaşamaya ve yaşatmaya devam edeceğiz." ifadelerini kullandı. İstanbul'un; medeniyetin baş tacı, Fatih’in emaneti kutlu şehir olduğunu belirterek, "Bu şehre hizmet etmek, ecdadımızın tabiriyle 'kandillerine yağ taşımak' dahi büyük bir şeref, büyük bir onur ve elbette büyük bir sorumluluk. Bu sorumluluğun gereğini yerine getirecek tecrübeye, birikime ve heyecana sahip olan Murat Kurum bakanımız, inşallah medeniyetimizin baş tacı İstanbul'un şehremini olduğunda, kazanan sadece Cumhur İttifakı olmayacak, İstanbul olacak. Bu kutlu yolda Sayın Murat Kurum bakanımıza başarılar diliyorum." şeklinde konuştu