Günümüzde internet hızla yaygınlaşarak hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir. Modern teknolojiler sayesinde internetin sıklıkla kullanıldığı platformlardan biri de akıllı telefonlarıdır. Akıllı telefonların; insanlar, gruplar ve toplumlar üzerinde davranışları, alışkanlıkları, sosyal bilişi, kişiliği ve ilişkileri değiştiren sosyal ve psikolojik etkileri bulunmaktadır.
Telefonu her açış, karşılaşılan her bir beğeni ve olumlu yorum beynimiz tarafından Ödül tepkisi ile karşılanmakta ve bu ödüle yoğun maruz kalma durumu beyindeki ödül sisteminde soruna yol açmaktadır. Bu, aynı ödülü almak için akıllı telefonu daha sık kurcalamaya, hatta akıllı telefonsuz kalma korkusuna (nomofobi) denmektedir.
İngilizce “no mobilephone phobia” ifadesinden türetilmiş olan “nomophobia” kavramının Türkçesi; en kapsayıcı ifade ile “akıllı telefonsuz kalma korkusu” dur.
Akıllı telefondan mahrum kalmak bireylerde endişeye yol açması sebebiyle Nomofobi, fobiler kapsamında ele alınmaktadır. Yersiz korkular ve bu korkuların yarattığı olumsuz zihinsel ve fiziksel durumlar ile ilişkilendirilmektedir.
Akıllı telefonların hayatı kolaylaştıracak bir sürü imkana sahip olması ve bu kolaylıklara alışmaya yatkın oluşumuz onlara bağımlılığı arttırmaktadır.
Nomofobik birey, mobil telefondan yoksun olduğunda korku ve kaygı duymaya başlamakla kalmayıp çeşitli belirtiler ortaya çıkmaktadır; Sürekli mesaj veya çağrı olup olmadığını kontrol etme, kapsama alanı dışı veya kullanımın kısıtlı olduğu yerlerde endişe ve gerginlik duyma, telefonu 24 saat açık bırakma, yatağa akıllı telefon ile girme gibi davranışlar buna örnek olarak verilebilir.
NOMOFOBİNİN BELİRTİLERİ
Problemli akıllı telefon kullanımının psikolojik sıkıntılar ile ilişkisini anlamak üzere yapılan çalışmalarda; depresyon, anksiyete, utangaçlık, yalnızlık, stres, içedönüklük ve duygusal dengesizlik ile problemli akıllı telefon kullanımı arasında ilişki bulunmuştur.
Burada dikkat edilmesi gereken; çalışmaların akıllı telefon kullanımı ile ilgili değil, PROBLEMLİ akıllı telefon kullanımı ile ilgili olmasıdır. Çünkü sorun tek başına akıllı telefonlarda değildir, önemli olan bizim onla nasıl ilişki kurduğumuz ve kişiliğimiz. Tüm nesneler iş görme şekline göre tanımlanır. Yanlış kullanımda hata o nesnede değil, yanlış kullanan kişidedir.
“Çekicin tanımında çivileri duvara çakması vardır. Çekicin mucidi onu yaparken bir gün İsmail Usta’nın öfkelenip o çekici ortağı Bünyamin’in kafasına sertçe vurup onu bayıltabileceğini hesaba katmamıştır. İsmail Usta öfkeyle çekici ortağının kafasına vurduğunda, çekiç kadar öfke duygusunu da işlevinin dışında kullanmış olur.”
KAYNAKLAR
Psikolog Betül KESKİN