POLİS DERGİSİ
POLİS DERGİSİ
HABERLER
BİR KİŞİLİK ÖZELLİĞİ OLARAK PSİKOLOJİK DAYANIKLILIK…
BİR KİŞİLİK ÖZELLİĞİ OLARAK PSİKOLOJİK DAYANIKLILIK…

Türkçe yazında “resilience” kavramı psikolojik dayanıklılık, psikolojik sağlamlık ya da duygusal esneklik olarak geçmekte ve bu bağlamda tanımlanmaktadır. Pozitif psikolojinin önemli konularından biri olan psikolojik dayanıklılık kavramına ilişkin birçok tanımlama olmakla birlikte her bir tanımlama psikolojik dayanıklılığın farklı bir özelliğini içinde barındırmaktadır. Luthans (2002) psikolojik dayanıklılığı terslik, başarısızlık, çatışma ve hatta gelişme, artan sorumluluk gibi bir takım pozitif olaylarda kendini toparlama gücü ve eski haline gelebilmek için geliştirilebilir pozitif psikolojik kapasite şeklinde tanımlamıştır (Bitmiş, Sökmen ve Turgut, 2013). Şahin, Yetim ve Çelik’ in (2012) bir araştırmasında ise psikolojik dayanıklılık; stres yaratan duruma uyum gösterebilme, etkili bir şekilde başa çıkabilme ve bu durumun etkisini kontrol ederek yeterlik gösterebilme, başka bir deyişle strese verilen tepkilerin olumlu tarafı olarak tanımlanmaktadır. Başka bir makalede psikolojik dayanıklılık,  kişinin olumsuz koşulların üstesinden başarıyla gelebilme ve uyum sağlayabilme yeteneği olarak ele alınmaktadır (Öz ve Yılmaz, 2009). Öz ve Yılmaz’ın (2009) aynı çalışmasında psikolojik dayanıklılığın tek boyutta açıklanamayacağı belirtilmiş, tanımlardaki ortak noktalar psikolojik dayanıklılık olgusunun dinamik bir süreç olması, geliştirilebilir özellikler içermesi, travma ve zorlu yaşam olaylarıyla etkili baş edebilmeyi ve sağlıklı uyum gösterme ya da zorluğa maruz kalması ile duruma uyum sağlayarak yaşamın farklı alanlarında başarı elde etmesi olarak açıklanmış, psikolojik dayanıklılık için bireylerin koruyucu etkenler olarak nitelenen bir takım kişilik özelliklerine sahip olması gerektiğine dikkat çekilmiştir.

Psikolojik sağlamlık ya da dayanıklılık, kişinin hastalıktan, değişimlerden ve olumsuz yaşam olaylarından hızlı bir şekilde kurtulma ve iyilik halini yakalayabilme, kendini toparlayabilme, incindikten ve gerildikten sonra eski haline kolayca geri dönebilme ve esnek olabilme durumu olarak tanımlanabilir. Özetle psikolojik dayanıklılık zor koşullara rağmen, kişinin olumsuz durumların üstesinden başarıyla gelebilme ve uyum sağlayabilme yeteneğidir denilebilir.

 Psikolojik Dayanıklılığı Etkileyen Risk Faktörleri

Zor ve olumsuz koşullar karşısında kişilerin uyum sağlama ve bu koşullarla başa çıkma yeteneği olarak tanımlanan bu kavram aynı zamanda kişilerin içinde bulundukları bazı psikolojik özellikler ile de açıklanmaya çalışılmıştır (Öz ve Yılmaz, 2009). Bireysel veya sosyal alanda meydana gelen riskli olaylar ve bu olaylar karşısında oluşan sorunlarla baş edebilme, yeni duruma uyum sağlayabilme (pozitif adaptasyon) yeteneği ile bu süreçleri başarı ile atlatabilmek için gerekli olan kişilik özellikleri (koruyucu etkenler) konu ile ilgili öne çıkan önemli etkenlerdir (Vanderbilt ve Shaw, 2008; Peng ve ark., 2012).

 Üzerinde önemle durulan bir kavram olan psikolojik dayanıklılık son yıllarda birçok risk etkeni ve olumsuz yaşam olayıyla ilişkili olarak araştırılmaya başlanmıştır. Psikolojik dayanıklılığın üç temel olguyu tanımlamak için kullanıldığı tespit edilmektedir. Bunlardan ilki mevcut zorlukları aşan ve umulandan daha iyi gelişim gösteren yüksek risk altındaki bireyleri tanımlamak için kullanılmaktadır. İkincisi stresli yaşam deneyimleri karşısında bireyin hızlı bir şekilde uyum gösterebilme yeteneğine işaret etmekte, üçüncüsü ise psikolojik travmaların olası etkilerinden kurtulma ve iyileşme konularında önemli role sahip kişilik özelliklerine ve farklılıklara odaklanmaktadır (Karaırmak, 2006; Gizir, 2007).       Gizir’e (2007) göre psikolojik dayanıklılık tanımlarının risk veya zorluk, olumlu uyum gösterme, baş etme ve yeterlik ile koruyucu (protective) etkenler olmak üzere üç ortak noktası mevcuttur. Risk, psikolojik dayanıklılığın oluşabilmesi için ön koşul olarak kabul edilmekte; bireysel, ailesel ve çevresel etkenler olarak üç gruba ayrılmaktadır (Fergus ve Zimmerman, 2005;  Öz ve Yılmaz, 2009).

 

 

Bireysel Risk Faktörleri

        Ailesel Risk Faktörleri      Çevresel Risk Faktörleri
  • erken doğum
  • olumsuz yaşam olayları
  • kronik hastalıklar
  • düşük zeka
  • kaygılı mizaç
  • ebeveynlerin hastalığı ya da psikopatolojisi
  • suça karışma
  • ebeveynlerin boşanması, ölümü ya da tek ebeveyn ile yaşamak
  • ergenlik dönemde (çocuk yaşta) anne olma
  • ekonomik zorluklar ve yoksulluk
  • çocuk ihmali ve istismarı
  • savaş ve doğal afetler gibi toplumsal travmalar
  • toplumsal şiddet ve ailevi sorunlar
  • evsizlik

 

Aynı çalışmada bu faktörlerin koruyucu etkenler olabileceğine de değinilmektedir. “Zeka, akademik başarı, olumlu mizaç, iç kontrol odağı, benlik saygısı ve öz yeterlik, kişisel farkındalık ve kendini kabul, özerklik, gelecek amacının olması, problem çözme becerileri, iyimserlik ve umut, sosyal açıdan yeterlilik, mizah, sağlıklı olma, cinsiyet, yaş, özgüven”  bireysel koruyucu faktörler;  “destekleyici ebeveyn tutumları,  diğer aile üyeleriyle olumlu ve yakın ilişkiler kurma, çocukla ilgili gerçekçi beklentiler içinde olma, sosyo-ekonomik açıdan avantajlı grupta olma ve iyi ebeveynlik niteliklerine sahip olma” ailevi koruyucu faktörler;sosyal çevredeki destekleyici ve olumlu ilişkiler, arkadaş desteği, sosyal gruplara katılım ve kabul görme”  çevresel koruyucu faktörler olarak belirlenmiştir (Gizir,2007;  Karaırmak, 2006¸ Vanderbilt-Adriance ve Shaw, 2008). Gizir (2007)’e göre bireysel, çevresel veya ailesel bir özellik olumlu ise psikolojik dayanıklılık düzeyi artmakta, söz edilen etkenler olumsuz olduğunda ise psikolojik dayanıklılık azalmakta ya da yok olmaktadır.

Yoğun ve zorlayıcı çalışma koşulları, iş hayatında süregelen belirsiz ve stres verici durumlar, kurumsal ve sosyal destek imkânlarının yetersizliği, maddi zorluklar, ailevi sorunlar, doğal afet yaşama, sevilen birinin kaybı ya da kazaya maruz kalma gibi travmatik yaşam olayları veya psikolojik sorunlar gibi risk etkenleri kişilerin psikolojik dayanıklılık düzeyleri ile yaşam doyumlarını olumsuz etkileyebilmektedir (Fergus ve Zimmerman, 2005; Sills ve ark., 2006).

Psikolojik dayanıklılık ve iş yerinde yaşanan zorluklarla başa çıkma üzerine yapılan bir çalışmada, psikolojik dayanıklılık bir strateji olarak ele alınmış ve dayanıklılığı artıracak stratejiler belirlenmeye çalışılmıştır. Elde edilen bulgular ışığında; zorluklar karşısında pozitif düşünme kapasitesine sahip olma, işyerinde profesyonel ve pozitif ilişkiler kurma, duygusal iç görü geliştirme, manevi anlam arayışlarına sahip olma gibi özellikler psikolojik dayanıklılık stratejileri olarak tanımlanmıştır. Psikolojik dayanıklılık için etkin kişisel çabanın önemi vurgulanırken, dayanıklılık inşasının temellerinin mesleki eğitim ile başlamasının ve çalışma hayatı boyunca profesyonel yardım ile sürdürülmesinin gerekliliği savunulmuştur (Jackson, Firtko ve Edenborough, 2007). Benzer şekilde psikolojik olarak dayanıklı olan kişilerin işyerinde zorlayıcı durumlarla karşılaştığında yalnızca düşünsel olarak değil fiziksel olarak da daha az zorlandıkları görülmüştür (Maidaniuc ve Chirila, 2015).

Alan yazında psikolojik dayanıklılık ve ruhsal problemlerin ilişkisini araştıran çalışmalara bakıldığında psikolojik dayanıklılığın ruhsal sağlığın pozitif göstergesi olarak karşımıza çıktığı görülmektedir (Liuhua ve ark., 2014).

Bireyin psikolojik olarak sağlam olmasının, fiziksel açıdan sağlıklı olması ve kendini güçlü hissetmesiyle önemli ölçüde ilişkili olduğu, bireyin stresli yaşantılarla başa çıkabilme becerisinde fiziksel sağlığın önemli bir rolünün olduğu ve sağlıksız olmanın da önemli bir risk etkeni oluşturduğunu paylaşan çalışmalar düzenli fiziksel aktivitenin bireyin zorlu zamanlarda kendini rahatlatmasına ve sağlığa zarar veren alışkanlıklardan uzak durmasına yardımcı olduğuna, stresli zamanlarda depresyon ve anksiyete gibi psikopatolojilerin ortaya çıkma riskini azalttığına, dolayısıyla bireyin stresli yaşantılara daha iyi uyum sağladığına dikkat çekmişlerdir (Coleman ve Hagell, 2007; Şahin, Yetim ve Çelik, 2012).

Eskiden beri profesyonellerin karşıladıkları ciddi bir sorun olan ruh sağlığı bozukluklarının sınırlarının çizilmesi, "normal"in sınırlarının çizilmesi ile çözüme ulaşmıştır. Bu bağlamda ruh sağlığı bozulan kişinin genellikle duygu, düşünce ve davranışlarında değişik derecelerde tutarsızlık, aşırılık, uygunsuzluk ve yetersizlik vardır ve bu herkes de görülebilir. Psikiyatrik bozukluğu olduğu görülen kişilerde bu özelliklerin sürekli ya da yineleyici olması bireyin verimli çalışmasını ve kişiler arası ilişkilerini bozabilmektedir. Ruhsal bozukluklar fiziksel sorunlara göre daha fazla işgücü kaybına yol açmakta ve kişinin hayatını sonlandırma girişimleri dâhil pek çok şekilde seyredebilmektedir (Tezcan ve Aslan, 2000). 

Evrensel bir durum olarak her birey, hayatında maruz kaldığı stres verici olayların etkisini en aza indirmek ya da ortadan kaldırmak adına birtakım başa çıkma stratejileri ve problem çözme becerileri geliştirmektedir. Psikolojik dayanıklılık, kavram olarak hem baş etmeyi hem de problem çözmeyi kapsadığından konu ile ilgili çalışmaların çoğunda bu terimlere sıklıkla rastlamaktayız (Sills ve ark., 2006; Sher, 2019).

Karşılaştığı problemleri etkin yöntemler kullanarak çözüme kavuşturan bireyler dayanıklı bireylerdir, bu bireylerin baş etme ve psikolojik uyum düzeyleri de daha yüksektir. Alandaki birçok araştırma problem çözme becerisi gelişmiş bireylerin dayanıklılıklarının da iyi olduğunu göstermekte, bu bağlamda problem çözme becerisi önemli bir dayanıklılık göstergesi olarak karşımıza çıkmakta ve ruh sağlığı açısından da kritik bir bileşen olmaktadır.

 

KAYNAKÇA

BİTMİŞ, M.G., SÖKMEN,  A., TURGUT, H. (2013). Psikolojik dayanıklılığın tükenmişlik üzerine etkisi: Örgütsel özdeşleşmenin aracılık rolü. Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 15(2), 27-40.

COLEMAN, J. ve HAGELL, A. (2007). The nature of risk and resilience. In. COLEMAN J. ve HAGELL A. (Eds.), Adolescence, risk and resilience: Against the odds, 1-17, West Sussex: John Wiley ve Sons.

FERGUS, S.,, ZİMMERMAN, M. A. (2005). Adolescent resilience: a framework for understanding healthy development in the face of risk. Annual Review of Public Health,26(1),399–41.

GİZİR, C.A. (2007). Psikolojik sağlamlık, risk faktörleri ve koruyucu faktörler üzerine bir derleme çalışması. Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Dergisi, 3(28).

JACKSON, D., FİRTKO, A., EDENBOROUGH, M. (2007). Personal resilience as a strategy for surviving and thriving in the face of workplace adversity: A literature review. Journal of Advanced Nursing, 60(1), 1–9.

KARAIRMAK, Ö. (2006). Psikolojik sağlamlık, risk faktörleri ve koruyucu faktörler. Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Dergisi, 3(26), 129-142.

LİUHUA Y., XİNCHUN, W., CHONGDE, L., LİNA, J. (2014). Traumatic severity and trait resilience as predictors of posttraumatic stress disorder and depressive symptoms among adolescent survivors of the wenchuan earthquake. PLOS ONE 9(2): e89401.   doi:10.1371/journal.pone.0089401.

MAİDANİUC, T.C. (2015). The Mediation role of resilience on the relationship between workplace bullying and romanian employees’ Strain. Revista de cercetare şi interventie sociala. 48, 120-133.

ÖZ, F., YILMAZ E.B. (2009). Ruh sağlığının korunmasında önemli bir kavram: Psikolojik sağlamlık. Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Dergisi, 82-89.

PENG, L., ZHANG, J., Lİ, M., Lİ, P., ZHANG, Y., ZUO, X., XU, Y. (2012). Negative life events and mental health of Chinese medical students: The effect of resilience, personality and social support. Psychiatry Research, 196(1), 138–141. https://doi.org/10.1016/j.psychres.2011.12.006

SHER, L. (2019). Resilience as a focus of suicide research and prevention. Acta Psychiatrica Scandinavica, 140 (2). http://dx.doi.org/10.1111/acps.13059.

SİLLS, L.C.,  COHAN, S.L., STEİN, M.B. (2006). Relationship of resilience to personality, coping, and psychiatric symptoms in young adults. Behaviour Research and Therapy, 44, 585–599. https://doi.org/10.1016/j.brat.2005.05.001

ŞAHİN, M., YETİM, A.A., ÇELİK, A. (2012) Psikolojik sağlamlığın gelişiminde koruyucu bir faktör olarak spor ve fiziksel aktivite, The Journal of Academic Social Science, 5 (8), 373-380.

TEZCAN, S., ASLAN, D. (2000). Ankara'da çeşitli meslek gruplarında genel ruhsal sağlık durumunun değerlendirilmesi. Kriz Dergisi, 9(1), 1-8. https://doi.org/10.1501/Kriz_0000000148

VANDERBİLT-ADRİANCE, E., SHAW, D.S. (2008). Protective Factors and the Development of Resilience in the Context of Neighborhood Disadvantage. Journal of Abnormal Child Psychology, 36(6), 887–901. https://doi.org/10.1007/s10802-008-9220-1.

 

Merve NAZLIDIR YÜCE

Uzman Adli-Klinik Psikolog

Sosyal Hizmetler ve Sağlık Daire Başkanlığı

Rehberlik ve Psikolojik Danışma Şube Müdürlüğü