POLİS DERGİSİ
POLİS DERGİSİ
HABERLER
ÇOCUKTUM
ÇOCUKTUM

Bilyelerimi sakladığım yeri hatırlayamadığım anda

Yokluğunun boşluğu çöktü içime,

Çocuktum bilmiyordum neyi nerede aramam gerektiğini. 

Boncuk boncuk yaşlar süzüldü gözümden,

Bilyelerimin arkasına gizlenen,

Gidişine anlam veremeyen, gönlümde manasına eren yaşlar.

Çocuktum bilmiyordum ayrılığa ağlamayı.

 

Hor gören bakışlar takıldı utangaç gözlerime,

Gözyaşlarımın nedenini sorgulayan gözler....

O gözler ki seni her sorduğumda bana gökyüzünü gösterdiler.

Kollarımı çırparak koştum esen rüzgârın üstüne,

Her seferinde yere çakıldı arşa yükselen umutlarım.

Çocuktum bilmiyordum kanatlanıp uçmayı.

 

Seni her özlediğimde, sımsıkı yumdum gözlerimi,

Yalnız kendimden gizleyemedim sana olan özlemimi,

Zamanla silinmeye başlayınca suretin düşlerimden,

Avuçlarımla kapattım yüzümü, 

Avuçlarımla hapsettim gözlerime silinen suretinin hüznünü.

Çocuktum bilmiyordum zamana kilit vurmayı.

 

Artık doluyor ama boşalmıyor gözlerim,

İçimde yokluğunun yerini dolduran bir deniz var,

O deniz ki hatırlayamadığım gözlerinin rengine eşdeğer,

Üzerinde umutlarımı yüzdürdüğüm,

Düne hasret, yarına kulaç attığım bir deniz.

Çocuktum bilmiyordum ırmakların yeşil, denizlerin mavi olacağını.

 

Her düştüğümde evin yolunu tuttum, 

Eşiğinden adım atmaya ar ettiğim evin yolunu...

Sonra döndüm düştüğüm boşlukta, bir sağa bir sola koştum,

Dizimin yarasını unutup, neşter vurdum yüreğimin kabuk tutan yarasına,

Ardından gönlümde sır gibi sakladığım bilyelerimi aramaya koyuldum.

Çocuktum bilmiyordum hangi yaraların kabuk bağlamayacağını.

 

Yağmur sonrası açıyorum pencereleri, odama kokun siniyor,

Nefes nefes yüreğime doldurduğum, içimi sızlatan kokun,

Her yer buram buram memleket kokuyor.

Başaklar güneşe boy veriyor,  saçlarının sarıldığında ki başaklar,

Yağmur damlasındaki bereket mi?

Yoksa toprağın özündeki hidayet mi? Kokuna can veriyor.

Çocuktum bilmiyordum toprağın özünün sırrını...

Ama artık biliyordum al bayrağın rengini nereden aldığını...

 

Devran ÇALIŞKAN