Bilindiği üzere her insanda bulunan ve insanı diğer insanlardan ayıran en küçük biyolojik yapıya Deoksiribo Nükleik Asit (DNA) denir. DNA insanların kimliklendirilmesi çalışmalarında önemli bir yere sahip olup, Doğal ve İnsan kaynaklı felaketlerde (Post Mortem ve Ante Mortem) kimliklendirme çalışmalarında tüm dünyada ve ülkemizde başarı ile kullanılmaktadır.
DNA’dan Kimliklendirme kavramı iki kategoride ele alınmalıdır.
Doğal ve insan kaynaklı felaketlerde hayatını kaybeden kişilerin kimliklendirme işlemleri bu kişilerden alınacak kan vb. DNA örnekleri ile 1. Derece akrabalarından alınacak kan vb. DNA örnekleri Adli Tıp, Polis Kriminal ve Jandarma Kriminal laboratuvarlarına ulaştırılıp, burada yaklaşık 24-48 saat çalışılarak eşleştirilme ve kimliklendirme yapılmaktadır. (Bu çalışmalar özellikle yabancı ülkelerde doğal afete maruz kalan Türk vatandaşlarımızın kimliklendirilmesinde zaman ve maliyet kaybına neden olmakla birlikte ailelerin cenazelerine ulaşma süreleri de uzamaktadır.)
Şahsa ve mala karşı işlenen suçlarda olay yerinde bulunan kan, tükürük, cinsel sıvı, ter vb. gibi biyolojik örnekler ile suç aletleri üzerinde bulunan biyolojik örneklerin kime ait olduğunun tespitine yönelik, şüphelilerin yakalanması halinde kan örneklerinin aldırılarak laboratuvar ortamında incelenmesi ve karşılaştırılması ile yapılan kimliklendirme işlemidir.
Suç ve suçlularla mücadele kapsamında kimliklendirme çalışmaları özellikle suçluların suç işlemek amacıyla yapmış oldukları eylemlerde dokundukları materyaller üzerinde parmak izi bırakmamak için çeşitli metotlar geliştirmeleri, parmak izinin nerelerde kalabileceği, nasıl yok edilebileceği hakkında bilgi edinmeleri, parmak izinden kimlik tespiti çalışmalarının verimini son derece azaltmıştır.
DNA VERİ BANKASI OLMAMASI DURUMUNDA YAŞANAN OLUMSUZLUKLAR
ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
YASAL MEVZUAT HAZIRLANMASI
Anayasada belirtilen temel hak ve özgürlükler göz önünde bulundurularak, Kişisel verilerin Korunması Kanunu çerçevesinde CMK ve diğer kanunlarla örtüşen özünde yeni oluşturulacak kişisel verilerin alınması, saklanması ve kullanılması başlığı altına bu amaca özgü Kanun çıkarılması ve bu hukuki dayanak doğrultusunda Adalet Bakanlığı ya da İçişleri Bakanlığı bünyesinde “DNA Veri Bankası” kurulması, “ÇÖZÜM ÖNERİLERİ” başlığı altında 1. ve 2. maddede belirtilen hususlar doğrultusunda DNA örneklerinin alınması ve bu bankaya kaydedilmesi, Kolluk ve Adli makamlarca şüphelilerden aldırılacak kan vb. DNA örneklerinin de bu bankaya aktarılması, kaydedilmesi ve sorgulanarak eşleştirilmesi ile hem doğal ve insan kaynaklı felaketlerde daha hızlı ve daha ucuz maliyetle kimliklendirme yapılabilecek, hem de asayişe müessir olaylarda olay yerlerinden alınacak biyolojik örneklerin bu sisteme aktarılması ve yetkilendirilecek personel tarafından sorgulanması sonrasında suçun gerçek mağdurları yada şüphelileri tespit edilmiş olacak, hem de bu sayede adaletin daha etkin, hızlı ve verimli tecelli etmesine katkı sağlanacaktır.
Mehmet TUNCER
Kayseri İl Emniyet Müdürlüğü