POLİS DERGİSİ
POLİS DERGİSİ
HABERLER
Duygularımızı Nasıl Düzenliyoruz?
Duygularımızı Nasıl Düzenliyoruz?

Günlük yaşama devam edebilmek ve sosyal ilişkileri sürdürebilmek açısından duyguların düzenlenmesinin yaşamamızda önemli bir yeri vardır. Duygular işlevsel oldukları gibi uygun olmayan şekilde ortaya çıktıklarında, yoğun olduklarında, çok uzun sürdüklerinde ya da durumla uyumlu olmadıklarında sorun olabilmektedir. Bireylerin, farklı ortamlarda farklı duygular hissetmeleri doğal yaşamın bir sonucu olsa da; günlük yaşama uyumlu bir şekilde devam edebilmek,  sosyal ve özel ilişkilerde iletişim zorlukları yaşamamak için duygular kontrol altında tutulmak zorundadırlar. Yani duygu düzenleme; bireylerin duygusal durumlarını, deneyimlerini ve ifadelerini düzenleme yeteneği anlamındadır ve gündelik yaşama, akademik ve sosyal hayata uyum sağlayabilmek için son derece önemlidir. 

Duyguların uygun şekilde düzenlenemediği koşullarda ise duygu düzenleme güçlüğü oluşmaktadır. Duygu düzenleme güçlüğü; duygulara ilişkin farkındalığın olmaması, duyguların anlaşılamaması ve kabul edilememesi, olumsuz duygular yaşarken kontrolde güçlük yaşanması olarak tanımlanabilir.

Etkili bir şekilde geliştirilmemiş duygusal yetenekler, bireyin psikolojik sağlığını ve sosyal ilişkilerini olumsuz yönde etkiler. Duygu düzenleme güçlüğü, bireylerin hayat kalitelerini düşüren, diğerleriyle ilişkilerini, çalışabilmelerini ve üretebilmelerini engelleyen bir faktör olduğundan ruh sağlığının korunması adına önem teşkil etmektedir. Kontrol edilemeyen duygular; bireylerin yaşam kalitelerini düşürmekte, sosyal ilişkilerini, iş yaşantılarını ve üretebilmelerini engelleyebilmektedir; böylece de bireylerin ruh sağlığı için önemli bir problem haline gelmektedir. Yetişkinlerde, alkol ve madde kullanımı, aşırı yeme, anksiyete ve duygu durum bozuklukları ile, çocuklarda ise duygu düzenleme güçlüğünün depresyon, kaygı ve öfkeyle ilgili bozukluklarla ilişkili olduğu bilinmektedir. Özellikle çocukluk döneminde bir çok sosyal becerinin gelişmesi ve davranış problemlerinin önlenmesi çocuğun duygusal becerilerinin geliştirilmesi ile mümkün olabilir.

ÇOCUKLARDA DUYGU DÜZENLEME

Ağlama krizleri, bağırma, içe kapanma gibi davranışların hepsi çocukların duygu düzenleme becerileri ile yakından ilişkili davranışlardır.  Sağlıklı, mutlu ve başarılı çocuk yetiştirmek isteyen anne ve babaların, çocuğun duygusal sağlığı ve gelişimi konusundaki farkındalıkları ve rolü çok önemlidir. Çocuk için duygularını ifade etme ve duygularıyla başa çıkma yaşamın ilk yıllarından başlayarak gelişen ve özellikle anne babanın etkisiyle şekillenen bir süreçtir.  Sosyal ilişkilerimizden yakın ilişkilerimize kadar her alanda yaşamımıza etki eden duygu düzenlemenin uygun bir biçimde gerçekleşiyor olması gelişimsel bir başarıdır. Çocuğun öz güveni, okul başarısı ve sağlıklı sosyal ilişkiler geliştirebilmesinin yolu duygu düzenleme becerilerinin gelişmesinden kaynaklanmaktadır.

Duygu düzenleme gelişim boyunca adım adım gelişmektedir. Yeni doğmuş bir bebek duygularını ebeveyni ilgilenene kadar ağlayarak gösterir ve diğer insanlardan yardım almak zorundadırlar.  2-3 ay civarı başlayan yüz-yüze oyun periyodunda bakım verenin destekleyen ve hassas yaklaşımıyla duygu düzenleme süreci gelişmeye başlar. İlerleyen zamanlarda bebeklerin annelerinin yüzlerini dikkatle inceleyip, gülümseme ve somurtma arasındaki farkı anlamaya çalıştıkları gözlenmiştir.  Küçük çocuklar bakım veren kişinin desteğine ihtiyaç duysalar bile kas-iskelet kontrolü geliştikçe, kendi bedenlerini hareket ettirmekle beraber çevrenin duygusal yönden dikkat çekici özelliklerine yaklaşma, uzaklaşma ya da bunları değiştirmeyi öğrendikçe, duygu düzenlemede giderek bireysellik kazanırlar. İki yaş civarında duygularını farklı davranışlarla ifade ettiklerinde çevreden nasıl tepki aldıklarını anlamaya çalışırlar. Bu dönemden başlayarak çocuklara ortaya çıkan duygularını anlamak konusunda destek olmak gerekmektedir.

Okul öncesi dönemde çocuklar kendi duygularından bahseder hale gelirler ve okul döneminde ise çocuklar zihnin duyguları yönetmedeki fonksiyonunu öğrenirler. Çocuğun ailesi ve çevresiyle kurduğu ilişkiler sonucu oluşan sosyal etki çocuğun duygularını nasıl yorumlayacağını, duygu yönetme stratejilerinin öğrenilmesini, duygularını kontrol ederek kendine güvenmeyi ve başarı elde etmeyi duygu düzenlemede kültürel ve cinsiyetle ilgili süreçlerin öğrenilmesini etkiler. Çocuklar diğerlerinin kendi duygularını başarılı bir şekilde düzenlediğini gözlemledikçe, duygu düzenlemenin mümkün olduğunu fark ederler. Çocukluktan itibaren birey büyüyüp sosyalleştikçe duygularını farklı ifade etmeyi ve duygularını farklı stratejilerle düzenlemeyi öğrenirler.

Geç çocukluk ve erken ergenlik döneminde artan bilişsel yetenekler duygu düzenlemenin yeni biçimlerine izin verir. Aynı zamanda arkadaşları, yapılacak aktiviteleri, gidilecek okulu seçebilmesi çevreyi şekillendirme şansı oluşturur. Ergenlik dönemi duyguları yönetme ve ifade etmek konusunda bireysel stratejilerin geliştirildiği bir dönemdir.

Duygu Düzenlemede Anne ve Babanın Etkisi

Çocukların duygusal sağlığı konusunda ailelerin rolü oldukça önemlidir. Anne ve baba çocukları korku, kaygı, endişe ve üzüntü gibi olumsuz duygular yaşadıkları anlarda anne babalarının çocuklarına verdikleri tepkiler , kurdukları iletişim ve model olma yoluyla çocuğun duygu düzenlemesini etkilerler. Çocuğun duygusal yapısının gelişimini destekleyen; çocuğa güvenli bir duygusal çevre yaratma, çocuğun duygularını anlamasına yardımcı olma, uygun duygusal tepkiler konusunda çocuğa model olma ve çocuğun kendi duygu düzenleme çabalarını takdir etme gibi tutumlar çocuğun duygu düzenleme becerisinin oluşumuna olumlu katkılar sağlayan yaklaşımlardır. Ebeveynler çocukların uygun duygusal tepkiler vermeleri ve çocukların duygularını doğru ifade edebilmelerinde rol model olurlar. Çocuklarını empati ve sabır ile dinlemeleri, ebeveynleri tarafından değer verildiğini hisseden çocuk, duygularını ifade ederken zorlanmaz ve ebeveyni ile güven ilişkisi artar. Okul öncesi dönemde çocuğun duyguları anlama kapasitesi gelişir. Bilişsel gelişme beraberinde duyguları anlamayı ve dil kapasitesindeki gelişme ise duyguları ifade etmeyi kolaylaştırır. Duyguların tanımlanması ve aile bireyleri gibi başkalarının duyguları hakkında konuşabilmek önemli gelişim aşamalarıdır.

Diğer taraftan olumlu yaklaşımların yanında cezalandırma, küçümseme, duyarsızlık ve ihmal gibi tutumlar çocuğun duygu düzenleme becerisini olumsuz yönde etkilemektedir.

Çocukların duygusal becerilerinin geliştirilmesinde ebeveynin yapabilecekleri :

  • Çocuğun duyguları hakkında konuşabilmesi için cesaretlendirmek ve uygun ortam yaratmak. Çocuğun bütün duygularının normal ve kabul edilebilir olduğunu ancak bazı duyguların rahatsız edici olabileceği anlatılabilir.
  • Ebeveyn kendi duyguları konusunda konuşabilir. Duyguları düzenlemenin ilk adımı çocuğun kendi ve başkalarının duygusunu tanımasıdır.
  • Ebeveyn kendi duygu düzenleme becerisiyle çocuğuna örnek olabilir. Model olma yoluyla çocuğunuzun geliştirmesini istediğiniz duygu düzenleme davranışını kazandırabilmek mümkün.
  • Ebeveynin kendi olumsuz duygularını denetleme ve düzenleme kapasitesi çok önemli. Kendini duygularını düzenleyemeyen ebeveyn çocuğunun güvende hissetmesini sağlayamaz.
  • Çocuğa yönelik konuşmalarda olumlu ve yapıcı olmak önemli. Özellikle çocuğu sakinleştirmek için sesin yükseltilmesi gibi davranışlar uygun davranışlar değildir.
  • Saldırganlık ve azarlama gibi duyguları yoğunlaştıran davranışlar sıkıntıya odaklanmayı artırır ve böylece duygu düzenleme konusunda çocuk başarısız olur.
  • Çocukla beraber izlenen bir film yada okunan bir hikaye sonrasında kahramanların duyguları ve duyguların sonucu olarak sergiledikleri davranışlar hakkında konuşulabilir.
  • Çocuk konuşma ihtiyacı içerisinde ise mutlaka dinlenmeli. Dinleme etkinliği sırasında yaşadığı duyguların anlaşıldığı çocuğa sözel olarak ifade edilebilir.
  • Oyun çocuğun duygularını en rahat ifade etme ortamı olduğu için oyun oynayarak duyguların ifade edilmesine fırsat verilebilir.
  • Aile içi kararlar gibi kararlarda çocuğun fikri ve duyguları dikkate alınabilir.

 

 

Psikolog Kıymet YİĞİT DEMİR