POLİS DERGİSİ
POLİS DERGİSİ
HABERLER
Yalan mı? Doğru mu?
Yalan mı? Doğru mu?

Cumali Akdeniz

Başkomiser

Aydın İl Emniyet Müdürlüğü

Bir bilginin en büyük kriteridir konunun başlığındaki bu kavramlar. Bazen bir yalanı ortaya çıkarmak için doğrunun bulunması icap eder, bazen de doğrudan arta kalan bize yalanı verir. Doğrunun olmadığı yerde yalandan söz edilemez. Peki, insanın genel manada doğru söylemeye meyilli bir canlı olduğunu biliyor muydunuz? Evet, her ne kadar hayatın aldatma amacı güden yalanlardan kurulu bir düzen olduğunu çok sık duysak da esasında durum hiç de böyle değildir. Hayat denen düzen, doğrular ve kurallar üzerine kurulmuştur.

   Rutin yaşamımızda çoğu zaman doğru şeyler konuştuğumuz konusunda çok basit örnekler vermek istiyorum.

  Mesela sabah uyandık, hazırlandık ve işe gitmek için evden çıkış hazırlığı yapıyoruz. Kapının ağzına geldik ve oradan eşimizle konuşuyoruz.

"Ben çıkıyorum."

"Evet, anahtarlarımı aldım."

"Fakat ayakkabılarımı bulamıyorum."

"Ha tamam buldum, buradaymış."

"Alt tarafta kalmış göremedim."

Ve ayakkabılar giyildikten sonra.

"Ben çıktım. Görüşürüz"

Bakın sadece evinden çıkan bir kişinin bile rutin konuşmasında kurduğu her cümlenin doğru olduğunu görüyoruz.

   Bir örnek daha verelim...

   Yemeğe oturan bir karı koca olsun örneğimiz.

   "Hım. Masa güzel görünüyor."

   "Eline sağlık. Güzel olmuş."

   "Afiyet olsun."

   "Ekmek de tazecik. Nereden aldın?"

   "Yeni bir fırın açılmış oradan."

   "Nereye açılmış?"

   "İki sokak ötede."

   "Simit falan da yapıyorlar mı?"

   "Evet. Hem de odun ateşinde."

   Hayatımızın çoğu anında bu örneklere benzer rutin konuşmalar yaparız ve yalan söyleme gereği duymayız. Sürekli yapılan şeyin alışkanlık haline dönüştüğünü de varsayarsak, vücudun doğruya meyilli olduğu çıkarımını desteklemiş oluruz. Sürekli doğru söyleyen kişilik yalana geçiş yaptığı anda rahatsız duyar. Bu rahatsızlık mutlaka bir tepki olarak vücuduna yansır. Kimi insanda çok, kimi insanda az yansıyan, bu durum dışardan bakıldığında fark edilebilir.

 

  Peki, biz polis olarak bundan ne fayda göreceğiz diye düşünmeye başlamış olabilirsiniz. Tamam, bu uzun girizgâhtan sonra esas noktaya geliyorum.

   Meslek hayatında sorgu yapmayan polis yoktur herhalde. Kimi çok defa, kimi az, ya da kimi önemli dosyalarda kimi de sıradan bir durumda sorgu yapmış olabilir. Uygulama yaparken ayaküstü sorduğumuz sorular bile bir nevi sorgu sayılabilir. Bir düşünün şimdi. Her sorguda aldığımız cevapların doğru ya da yanlış olduğunu anlayabilseydik?  Ve ya nabız değişimlerine göre anlatılanın doğruluğunu tespit eden yalan makinası gibi karşımızdakinin hareketlerini değerlendirip yalanı yakalayabilseydik. Bunlar mümkün mü? İmkânsız değil…

   Doğru ve yalan kavramı uzun yıllardır üzerine kafa yorulan bir husus. Psikologlar ve özellikle elit polis departmanlarının her gün üzerine koyarak ilerledikleri bir alan. Gizemli yapısıyla dizilere ve kitaplara bile tema olmuş bir konu. (Lie to me, Mentalist, Joe Navarro-Beden Dili)

   Peki, bir kişinin doğru ve ya yalan söylediğini nasıl anlayacağız?

   Tabi ki beden dilinden. Doğru söylemeye programlı bedenin yalan söylemeye başladığında kendisine verdiği tepkiden.

   Bu kısmı biraz daha açayım; İnsan alışkın olduğu rutinin dışına çıkınca vücutta stres birikir. Ve sözde bazı hareketlerle rahatlamaya çalışır. Yalan söylerken de yapılan ve öğrenilmiş ortak davranışlar vardır. Bu davranışlar herkes de aynı şekilde olmasa da çoğu zaman yakındır.

 

   İnsanların yalan söylerken yaptığı davranışlara gecelim ama öncesinde çok önemli bir noktaya değinmem gerekiyor.

   Öncelikle karşımızdaki kişinin taban çizgisi (baseline) olarak adlandırdığımız normaldeki davranışlarını izlemeliyiz. Kişinin önce nasıl biri olduğunu anlamalıyız ki daha sonra nasıl olmadığını kavrayabilelim. Bunun için de günlük hayattan sorularla başlayarak cevabını esasında bildiğimiz sorularla devam etmeliyiz. Kolay bir sınavda olduğunu düşünecek olan kişi rahatlayarak konuşacak ve biz de normal halini görmüş olacağız. Yavaş yavaş konuyu asıl öğrenmek isteğimiz yere getirdikten sonra esas soruyu sorup karşımızdakini aşağıdaki verileri de göz önüne alarak dikkatle inceleyeceğiz.

-Esasında çok net ve anlaşılır sorduğunuz soruya ilk duyduğunda, hı? Diye tepki verip öyle cevaplıyorsa,

-Eli burnuna gidiyorsa,

-Utanacağı bir soru sormuyorsanız ve buna rağmen gözlerini kendisine göre sağ üste kaçırıyorsa,

-Bacak titretmeye başlıyorsa,

-Göz temasından kaçınıyorsa,

-Siz henüz sormamışken gereksiz ayrıntılar veriyorsa,

-Hikâyeyi tersten sorduğunuzda anlatamıyorsa,

-Anlattığı şeyler ve vücut dili uyumsuzsa,

-Eli ağız bölgesine çok gidiyorsa.

   Bu davranışlardan bir veya daha fazlasını sergiliyorsa yalan söylüyor olabilir. Hiç bir hareketin tamamen yalanı işaret ettiğini söyleyemeyiz ama ortada yanlış olan bir şeyler olduğunu anlayabiliriz.

   Siz de sohbetlerinizde veya sorgularınızda daha avantajlı bir duruma geçmek istiyorsanız mutlaka karşınızdaki kişiyi özenle ve dikkatle dinleyip ani davranış değişikliklerini iyi takip edin.